Eğer onu zorlu kılan şeyin ne olduğunu anlamayı reddederseniz, rakibinizi yenemezsiniz. Yüzyılın tartışmasız en önemli jeopolitik gerçeği, insanların güneyden kuzeye ve doğudan batıya kitlesel göçünün tektonik demografik, kültürel, ekonomik ve nihayetinde siyasi değişimlere neden olmasıdır. Trump bunu, Avrupa’nın Orta Doğu ve Afrika’dan büyük ölçüde kontrolsüz bir göçle boğuştuğu 2015’teki başkanlık adaylığının başlangıcından itibaren anladı. Ertesi yıl söylediği gibi, “Sınırları olmayan bir millet, millet değildir. Bir duvarımız olmalı. Hukukun üstünlüğü önemlidir!” Trump’ın muhaliflerinin çoğu, neredeyse kontrolsüz göçü Batı için bir sorun olarak görmeyi reddediyor. Bazıları bunu insancıllıklarını gösterme fırsatı olarak görüyor. Diğerleri buna tükenmez bir ucuz emek kaynağı olarak bakıyor. Ayrıca kendileriyle aynı fikirde olmayanları ırkçı olarak suçlama alışkanlıkları da var. Ancak sınırda kontrolü duvarla, çitle ya da başka bir mekanizmayla zorlamak ırkçılık değildir. Bu, her ulusun koruma ve değer verme yükümlülüğüne sahip olduğu, devlet olmanın ve halk olmanın temel bir gereğidir. Ancak şimdi, Biden’ın kitlesel göçe yönelik anlamsız yaklaşımının sonuçları, New York ve Chicago gibi liberal şehirlerin kaldırımlarında, barınaklarında ve devlet okullarında i&cc…
Daha fazla oku@ISIDEWITH9mos9MO
Sizin bakış açınıza göre, göç konusunda sert bir duruş hangi açılardan ırkçılıktan ziyade ulusal kimlik meselesi olabilir?
@ISIDEWITH9mos9MO
Göç nedeniyle yaşanan küresel değişimleri göz önünde bulundurduğunuzda sınır ve ulusal egemenlik kavramına yönelik kişisel düşünceleriniz neler?